KIYAMET KOPMUŞTU SANKİ, KULAKLARINI TIKADI
Müfettiş, emniyette nöbetçiydi. Dosyaya gömülmüş çalışıyordu. Kulakları sağır eden korkunç uçak sesleri ile irkildi. Pencereler zelzeleye tutulmuş gibi şangırdadı, bina sarsıldı.
Çok zaman geçmeden korkunç sesler tekrar duyuldu.
Müfettiş, telefon sesiyle irkildi. Ahizeye uzandı. Duydukları onu can evinden vurdu:
Gölbaşı Polis Özel Harekât, savaş uçakları tarafından vurulmuştu.
Arka arkaya gelen telefon haberleri ile müfettiş sarsıldı. Savaş uçakları Ankara ve İstanbul üzerinde alçak uçuş yapıyordu. Tanklar kışlalardan çıkmış; meydanları, köprüleri, kavşakları işgale başlamıştı. Başbakan, içişleri bakanı, emniyet genel müdürü emniyetin alarma geçmesini istiyorlardı. Bütün polis personeli göreve çağrıldı. Darbecilere karşı koyacaklardı.
Müfettiş, çok geçmeden Gölbaşı Polis Akademisi'nin de vurulduğunu öğrendi, elliden fazla şehit vardı. Terörle Mücadele Başkanı Turgut Aslan, hileyle Jandarma Genel Komutanlığı'na çağrılmış ve rehin alınmıştı.
Darbeciler, polisi hedef almışlardı.
Müfettiş, emniyeti alarma geçirdi. Emniyete baskın verileceğini tahmin ediyordu. Kapı önünde tedbir aldırdı, vurucu timle duvar dibine pusuya yattı.
Çok geçmeden zırhlı araçlar ve tanklar sökün etti.
Savaş başladı.
Uçak gürültüleri gökleri doldurdu, emniyetin üstüne bomba savurdular.
Müfettiş, kulaklarının sağır olduğunu sandı, sanki kıyamet kopmuştu...