Müellifin önsözde belirttiği gibi, Bu kitap, hakikat endişesi taşıyan vicdanların, metafizik konuları seven insanların, zevkle ve tekrar tekrar okuyabilecekleri bir eser. A'mâk-ı Hayal, hakikate susamış bir ruhun, Sevgili'ye hasret bir gönlün manevî âlemlerde yaptığı seyahatleri anlatmaktadır. İnsan, her şeyden yorulur sadece manevî yolculuğunda yorulmaz. Yolcunun Sevgili ile Birlik haline hasret duyması ise bu yolculuğun başlangıcıdır. Bu manevî yolculuk, bizi geldiğimiz yuvamıza geri götüren, ayrılıktan birliğe götüren bir yolculuktur. A'mâk-ı Hayalde ayrılık illizyonunu aşmaya yarayan bir kitabdır. Okurlarını sürgündeki, hakikî evini hatırlatarak Sevgili'ye giden uzun ve yalnız yolda bir yolculuğa çıkarır. Zira insanı ancak Allah'a ulaşmak teselli eder. Ona aitiz ve sadece O bizim hasretimizi giderebilir.
Günümüzden tam 105 yıl önce 1910'da basılmış olan A'mâk-ı Hayal, Sevgili'ye kavuşma hasretine bir çağrı; hasret de takip edeceğimiz yoldur.