Laiklik, Din in devlete, devletin de Din e karışmamasını ilke kabul eder. Laikliğin alaturka versiyonunda ise, gerçekten din devlete karışmaz, karışamaz; bunun aksine devlet hem dine karışır, hem de kendisine maaşla bağlı olan Diyanet İşleri Başkanlığı denen kurumuyla da, Din i istediği gibi kontrol eder; din görevlilerini kendisi tayin eder ve Diyanet İşleri Başkanını, laik Devlet Bakanı atar, yani görevlendirir. Teorideki laiklikte, laik olanlar din işlerine, din adamlarının tatbikatlarına, din anlayışlarına karışmazken; Alaturka laiklikte Din, adeta laikler tarafından yönetilir ve zaman zaman bazı medya kuruluşlarında Diyanet İşleri Başkarının laik gazetecilere dini konularda hesap verdiği görülür.
Biz bu kitabımızda ne laiklik tarihçesini, ne de onun analizini yapacak değiliz. Bizim ortaya koymak istediğimiz husus, laik geçinenlerin kendi laiklerine bile sadık kalmadan, yeni bir laiklik türettiklerini ve bunu alet ederek Müslümanlara zulmettiklerine dair bazı tesbitlerde bulunmaktır. Laikler, gerçekten laik iseler, kimsenin dinine, o dinin pratiğine karışmamaları gerekir; tıpkı laik olmayanların, onların laikliklerine karışmadıkları gibi!