Çalışmalarını İslâm-Arap entelektüel tarihi üstünde yoğunlaştırmış bulunan Muhammed Âbid el-Câbirî'nin bu eseri, İslâm-Arap siyasî düşüncesinin sosyal-siyasal olayları değerlendirme ve gerçekleştirme biçimlerini ele alır. Bu iki özelliği belirtmek için siyasal akıl sözcüklerine çok özel bir vurgu yapar. Sık sık günümüzdeki durumlara ve gelişmelere de, bu çerçevede göndermelerde bulunur. Yapısalcı yöntemi izleyen yazar, konusunu gerçekten vukufla işlemiştir. Kimi yorum, değerlendirme ve önerileri elbette tartışmaya açıktır. Sosyal ve siyasal tarihin iç içeliğini daima göz önünde bulunduran yazarın bu eseri, çok önemli bir boşluğu dolduruyor ve ciddî tartışmalara kapı aralıyor.
el-Câbirî, birçoğu özgün siyasî düşüncelerinde, sadece Arap dünyasının değil, bir bütün olarak İslâm dünyasının en temel siyasî sorunlarını cesaretle gündeme getirmiştir. Kendisi de eleştirel düşünceyi sonuna kadar savunduğu için, düşüncelerine yapılan eleştirileri anlayışla karşılamış ve Arap-İslâm düşüncesinin gelişimi için bunları değerli görmüştür. Onun hedeflediği nahda (uyanış) düşüncesi de zaten bunu gerekli kılmaktadır. Sistem kurucu bir düşünür olarak dönemine damgasını vurmuş, yazdığı eserlerle gerçekten büyük ilgi uyandıran ve bir o kadar da eleştiriye muhatap olmuştur.