Arapça hayatiyetini İslam sayesinde devam ettirebilmiştir. İnsanın insanca yaşamasını sağlayan İslam Medeniyetinin özsuyu, zarfı, kabı, gıdası olan eserler, fikirler Arapça ifade edilmiştir. Teknik sahadaki üstünlüğü eşyayı insana hükmeder hale getirmiş olan, maddi gelişmesinin yanında, manevi iflası görülen Batı Medeniyeti ise, gelişmiş yanını Hıristiyanlığa rağmen gerçekleştirmiştir. Arapçanın, öğrenilmesi de İngilizcenin öğrenilmesinden daha kolaydır. İngilizcedeki intonation (cümle musikisi) derdi, Arapçada yoktur. Arapçada, İngilizcede olduğu kadar yazıldığı halde okunmayan harf yoktur. Arapçada kelimeyi ezberlemek mantıkidir; İngilizcedeki, kelimeyi kelime olarak ezberlemek mecburiyeti yoktur. Arapça yüzyılların ilim dili, medeniyet dili, siyaset ve kültür dili olmuştur. İçinden geldiğimiz İslam Medeniyetinin önemli dillerinden biri olan Arapça öğrenilmesi kolay bir dildir.
Eserde, Arapça Dilbilgisini Türkçe izahla, harflerden başlayarak çok teferruatlı olarak, Örneklerle anlatılmıştır. İmam-Hatip Okulları müfredâtına uygun olarak hazırlanan bu kitap, derlenen eski ve yeni malzeme, Arapçanın bir bütün olarak verilmesini öngören bir plana göre, yeni bir kalıba dökülerek meydana getirilmiştir.
Kitapta, başlıca üç bölüm vardır:
I. Bölüm, harflerin söylenişleri ve yazılışlarını belirten, Arapça ile ilgili ilk ve temel bilgileri veren bir Giriş niteliğindedir.
II. Bölüm, kelimenin yapısı, bölümleri, kelimenin uğradığı değişiklikleri inceleyen biçimbilgisine (sarf: morfoloji) tahsis edilmiştir.
Burada, Arapçadaki kelime çeşidi sayısına (fiil, isim, harf ) uygun olarak 3 alt bölüm vardır. Kelime, her bakımdan bu bölümde incelenmiştir.
Ses Uyumu ve Yumuşama Kaideleri; kelimenin yapısındaki değişiklikle ilgili olduğundan, sözgelişi, küçültme gibi, çokluk1 gibi bir madde numarası altında, a) harf, b) teskin, c) kalb şıklarına ayrılarak incelenebilirdi. Ancak, genişliği ve husûsiyeti, bu konuyu, Sarf'a bir ek bölüm gibi almamızı gerektirdi.
III. Bölüm'de cümle kuruluşu, kelimenin cümle içindeki durumu ve bu durumun kelime sonunda gerektirdiği değişiklikler gösterilmiş, yâni, bu son bölüm sözdizimine (nahv: sentaks) ayrılmıştır.
Sözdizimi, tamâmen, dilin yapısı, rûhu ile ilgili olduğundan, önce kesin, açık olarak bilinmesi gereken, okuyanın zihnine Arapçanın bünye husûsiyeti olarak nakşolunması istenen hususlar (cümle ve tamlama çeşitleri gibi) verilmiş, sonra cümle işlenmiştir.
Bu arada sırası geldikçe, Türkçe kaideler hatırlatılmış, okuyanda ?dil şuûru uyanık tutulmağa çalışılmıştır. Kitap gözden geçirilip alıştırmalar yapıldıktan, kısacası Arapçada belli bir seviye kazanıldıktan sonra ?içindekiler şemasına göz atmak, dilin yapı hususiyetine olan âşinalığı yoğunlaştıracaktır.