Mehmet Akif, Türk edebiyatında yeri doldurulamayan eşsiz, çok yönlü bir sanatkardır. Yeni kuşaklar, Mehmet Akif'i genellikle milli şairimiz olarak tanımaktadırlar. Halbuki o, yeni kuşaklar tarafından örnek alınması gereken farklı özelliklere sahip zirve bir şahsiyettir. İdealist, sanatkar, şair, hatip, devlet adamı, kahraman, alim, bilge bir düşünce ve dava adamıdır. Mehmet Akif, idealindeki gençliği Asım'ın Nesli olarak niteliyordu. Asım, Mehmet Akif'in ana hatlarını ayrıntılı olarak çizdiği ideal bir gençlik sembolüdür. O, vatanını, milletini, değerlerini ve tarihini sevmektedir. Haksızlığa tahammülü yoktur. Haksızlığa karşı susmayan, haykıran ve hatta bileği ile düzeltmeye çalışan bir gençtir Asım. Güçlüdür ve bu gücünü şahsî çıkarları için değil, ülkesi, milleti, toplumun yararları ve geleceği için kullanmaktadır. Kavgası, toplumun yararınadır.
1924 yılında yayımlanan Asım isimli altıncı Safahat, şaire en büyük şöhretini kazandırmıştır. Manzum hikaye tarzında çok kuvvetli milli lirizmle yazılmış olan eserde, aydın ve vatansever Türk gençliği tasvir edilir. Şaire göre bu gençlik, Müslüman Türk'ün namusunu çiğnetmeyen, Türk milletini kurtaracak ve geleceğin Türkiye'sini de kuracak olan imanlı gençliktir.