Düşünce tarihinin en önemli ve en görkemli, fakat o kadar da problemli yüzyılını meydana getirmektedir, onyedinci yüzyıl. Gelenekten koparak yeni bir sayfa açan felsefenin, özerk bir disiplin olarak anlaşıldığı bu yüzyılda, düşünce artık, modern bilimin yükselişi ışığında, özneden hareketle, insanın neyi, nasıl bilebildiğini açıklamak, varlığı bilimin taleplerine uygun olarak tam ortadan ikiye bölmek; kapitalizmin yerleşmesine bağlı olarak da, ulus devleti temellendirmek ve yeni ethosu meşrulaştırmak durumundadır. İşte Onyedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi, din-bilim, modernite-gelenek çatışmasıyla belirlenen bir zemin üzerine oturarak, modern çağda Francis Bacon´un, Thomas Hobbes´un, René Descartes´ın ve John Locke´un bu yöndeki gayretlerini ve her yönüyle modern olan felsefelerini ve bu arada, Baruch Spinoza´nın Gottfried Wilhelm Leibniz´in ve George Berkeley´in yeni dünya görüşü için bir tepki olan felsefelerini anlatıyor. Kitap olağanüstü açık dili ve anlaşılır kurgusuyla, Bacon´un bilimciği, Hobbes´un materyalizmi ve egoizmi, Descartes´ın düalizmi, Locke´un liberalizmi, Spinoza´nın panteizmi, Leibniz´in spiritüalizmi ve de Berkeley´in immateryalizmi için temiz bir başvuru eseri niteliğindedir.