Ömer Seyfettin Türk Edebiyatı tarihinde her şeyden önce hikâyeleriyle öne çıkmış bir kişiliktir. Bununla beraber o, hikâyelerinin yanında makale, deneme, eleştiri, fıkra, anı, tiyatro ve şiir türlerinde de eserler vermiştir. Bu yönleriyle tanıdığımız Ömer Seyfettinin bir de esaret günleri söz konusudur. Şöyle ki:
Ömer Seyfettin, Aralık 1908 ile Ocak 1909 arasında, Selanikteki Üçüncü Ordunun Nizamiye Taburuna tayin edilmiştir. Burada eşkıya takip maksadıyla, birçok yerleşim merkezini gezmiş, Türk ve İslâm düşmanı komitecilerin Müslümanlara karşı yaptıkları pek vahşi ve son derece barbarlık örneği hâdiseleri yerinde müşahede etmiştir.
Savaşın toplum düzeninde meydana getirdiği sarsıntıları, acıları, yıkıntıları yakından gören ve yaşayan Ömer Seyfettin, Yanya Kalesinin savunmasında Yunanlılara esir düşmüş, önce farklı yerlerde tutulmuş, daha sonra Nafplion kasabasında yaklaşık bir yıl esir kalmıştır. Kitaptaki hatıraların bir kısmı da bu dönemi kapsamaktadır.
Çalışma dört bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde Ömer Seyfettinin hayatı, sanatı, eserleri ve eserlerinde Balkanlar ile ilgili yazılar; ikinci bölümde, Balkan Harplerinin kısa tarihi; üçüncü bölümde, Ömer Seyfettinin Balkan Harbi Hatıraları; son bölümde ise konuyu tamamlayıcı yazılar yer almaktadır. Son bölümde yer alan ilk iki yazı, Ömer Seyfettinin İbrahim Alaattin Gövsaya ve Kenan Hulusi Koraya anlatımlarından oluşmaktadır. Bu bölümde ayrıca, Ömer Seyfettinin Balkan Harplerinde ve esareti döneminde Ali Canip Yönteme gönderdiği mektuplar da yer almaktadır.