Ülkemizde de bir dönem yaygın olarak okunan ve benimsenen Erich Fromm 1940lı yıllarda Batılı toplumlara damgasını vuran pazarlamacı karakterden söz ediyordu. Fromm daha sonra nekrofil ve nasistik olarak adlandırdığı başka karakterler de tanımladı. Onun asistanı, miras yöneticisi ve editörü olan Rainer Funk 21. yüzyılın sosyo ekonomik koşulları ve özellikle de bilgi teknolojilerinin toplumda yeni bir karakterin oluşumuna yol açtıklarını öne sürüyor. Yazar kitapta; Frommun analitik sosyal psikolojisi çerçevesinde postmodern yaşam koşulları ve yaşam dünyalarının etkisi altındaki insanların düşünme, hissetme ve eyleme biçimlerini gittikçe daha çok belirleyen yeni bir psişik eğilim olarak gördüğü ve postmodern ben odaklı karakter adını verdiği bu karakteri öteki başlıca karakterlerle karşılaştırıp ayırıcı özelliklerini tanımlıyor.
Tadımlık
Önsöz
Ben ve Biz: bu kitabın başlığı herkeste muhtemelen birbirinden çok farklı düşünceler uyandıracaktır. Ben ve bizle kastedilen felsefi ya da ruhbilimsel soyut kavramlar değildir, bunlar daha çok, gitgide artan sayıda insanın deneyimlediği yaşantının adlarıdır. Bugün pek çok kişi tamamen bilinçli bir seçimle ben diyor ve bencil olmadan kendi benini yaşamak istiyor.
Ancak kimileri için son derece vazgeçilmez, kimileri için de son derece yadırgatıcı olan yeni bir ben söylemi ve ben yaşantısı söz konusu değil yalnızca. Bunun yanı sıra yeni bir biz yaşantısı, kimileri için yine giderek vazgeçilmez hale gelen, kimilerinin de kuşkuyla baktığı ya da yeni bir sorumluluk duygusu olarak göklere çıkardığı ve yanlış anladığı bir biz duygusuyla kendini gösteren yeni bir sosyallik ve sağduyu türü de söz konusu.
Bu kitapta tercih edilen psikanalitik yaklaşıma göre, ben ve biz yaşantısının yeni biçimleri ben-odaklılığın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır, bu kitap da öncelikle ben-odaklılığın betimlenmesine ve yorumuna yöneliktir. Postmodern yaşam koşulları ve yaşam dünyalarının etkisi altındaki insanların düşünme, hissetme ve eyleme biçimlerini gittikçe daha çok belirleyen yeni bir psişik eğilim, yeni bir karakter yönelimi kastedilmektedir ben-odaklılıkla.
Postmodern insanın kişilik ve karakter özellikleri çizilirken zaten bütün insanların ben-odaklı oldukları izlenimi uyanabilir. Karakter tipleri oluşturmanın temel zaafı başka özelliklerin yok sayılarak bir biçimde tipik olanın ortaya çıkartılmaya çalışılmasıdır. Bu bağlamda Almanyada şimdiye kadar gerçekleştirilen ampirik araştırmaların sonucuna göre postmodern ben-odaklılığın, günümüzde halkın ancak yüzde sekiziyle yüzde on ikisi arasında baskın bir eğilim olarak kendini gösterdiğini hatırlatmak gerekir. Öte yandan ben-odaklılık öncelikle, yaşam dünyalarının kurgulanması ve aktarılmasını meslek edinenlerde daha çok görülüyor, böylece bu tutumun kamusal mevcudiyeti gittikçe daha güçlü hale geliyor.
Çoğu insan farklı karakter yönelimlerinin karışımıdır, bu da (karakter yönelimlerini her zaman dürtüsel olarak yaşanan temel eğilimler olarak anlamak gerektiğinden) çağımız gibi bir dönüşüm çağında neden bu kadar çok insanın davranışında belirsizlik ve çelişki olduğunu anlaşılır kılıyor.
Mannheim Çağdaş Sorunlara Yönelik Sosyal Bilimler Enstitüsü nce (SIGMA/Sozialwissenschaftliches Institut für Gegenwar-tsfragen Mannheim) yürütülen, postmodern karakter konulu, benim de katıldığım ampirik bir araştırma, bu kitabın oluşum sürecine eşlik etmiş olsa da, ampirik bulgular bu kitapta yer almadı. Yakın gelecekte buna yönelik başka bir yayın planlanmakta.
Bizzat bu ampirik araştırmaya katılan biri olarak, Sosyal Ortamlar modelinin yaratıcısı ve SIGMAnın yöneticisi Jörg Ueltzhöffer tarafından doksanlı yıllardan bu yana araştırılmakta olan postmodern ortam hakkında pek çok bilgi edindim. Gerek Jörg Ueltzhöffer, gerekse de aynı ampirik araştırmanın hazırlanmasında yer alan siyasal bilimciler Gerd Meyer ve Rolf Frankenberger, postmodern insanın kişilik özellikleri üzerine yaptığım çalışmada bana büyük ölçüde yol gösterip esin kaynağı oldular. Postmodern karakterin ampirik olarak araştırılmasında gerekli olan maddelerin formüle edilmesinde yürütülen ortak çalışma ve Gerd Meyer başta olmak üzere yaptığımız verimli fikir alışverişi, sosyolojik ve psikanalitik sorunsallaştırmanın farkları ve ortak noktaları hakkındaki bilgimizi de artırdı.
Ayrıca konuşma fırsatını bulduğum pek çok kişiye ve Erich Frommun yapıtlarını bilenlere teşekkür borçluyum, ortaya koyduğum bu yeni karakter yönelimi Erich Frommun psikanalitik ve sosyal psikolojik yaklaşımından yola çıkılarak geliştirildi. Uluslararası Erich Fromm Vakfının üyeleriyle son on beş yıldır yürütülen diyalogu temsil ettiklerini düşündüğüm Gerd Meyer, Bernd Sahler (Freiburg), Michaeal Maccoby (Washington), Salvador Millan ve Sonia Gojman (Mexico City), Wolfgang G. Weber (Innsbruck) ve Peter Kuronun (Bremen) adlarını özellikle anmak isterim.
Yıllarca tartışılan ve olgunlaşan düşünceler nihayet kitap biçimini aldıktan sonra, kâğıda dökülenlerin esinleyici ve eleştirel bir sınamadan geçmeleri gerekir. Bu noktada kitap açısından çok daha hayırlı olabilecek düzeltme önerileri ile müsveddelerin redaksiyonu için eşim Renate Oetker-Funk ve oğlum Martinin yanı sıra Jan Dietriche de teşekkür etmek isterim. DTV Yayınlarının kitap fikrini iyi karşılaması bu çalışmayı hızlandırdı. Özellikle de, kitaba dil duyguları ve özverileriyle katkıda bulunan Dr. Andrea Wörle ve Hannelore Hartmanna teşekkür etmek isterim.
Tübingen, Yaz 2004
Rainer Funk