Zaman konusundaki gafletimizin bu kadar arttığı bir çağda birinin bizi uyarması gerekiyordu. Bunu da en çok zamanın da şifreleri üzerine kafa yoran bir şair yapabilirdi. Yaptı da... Şair Adem Turan'dan söz ediyoruz. Zaman bilinci konusunda ortak ve yaygın bir bilinç oluşturmak gibi has bir niyetle oturup sorular hazırlıyor. Diyor ki Ey şair / yazar arkadaş! Güne nasıl başlıyorsun? Ya öğle aralığında hangi kapıları aralıyorsun? İkindi vakti dünyanın neresinde oluyorsun? Akşamların hangi minval üzere geçiyor? Ya geceyi / geceleri nasıl yaşıyorsun?
Bu sorular, gerçekten de çok bilinçli oluşturulmuş sorular. Bizi sarsıyor, vakitlerin hakkını verip veremediğimiz konusunda hesaba çekiyor. Şahsen ben bu soruları okurken sarsıldım. Ne diyecektim, ne diyecektik bu hayırlı ve samimi ikaz karşısında... Oturup düşündük ki zaman konusu, gündemimizin en başına yerleşmeli... Sabahla yaratılışın, öğleyle, ikindiyle hayatın, akşamla ve yatsıyla ölümün ve kıyametin bilgisi ulaşıyor bize... Bu bilgiyi, sahih bir bilince dönüştürerek zamana tutsak olmamak, zamana hükmetmek gerekiyor.
Adem Turan'ın bu soruşturması, çok sayıda yazar ve şaire sorulmuş. Cevaplar okunduğunda görülüyor ki, zaman bilinci ve değerlendirilmesi konusunda bir hayli sorunumuz var. Bu çalışma, en azından bize bunları düşünme fırsatı verdiği için çok önemlidir. Dahası, bu meseleye kafa yoran bir şair olduğu için de çok önemli. Çünkü nicedir şairlerin böylesi toplumsal duyarlıklı, uyarıcı metinlerinden yoksunduk. Yine önemli... Memleketin şairleri, yazarları, kısacası söz ve kalem ehli zaman konusunda ne halde, ne yoldadır? Bunları da öğrenmiş oluyoruz. Adem Turan'a teşekkürler, tabii cevaplarıyla okura zaman konusunda düşünmemiz açısından değişik bakış açısı sunan yazarlarımıza da.