Bilgi kuramı olmadan bir felsefi sistemin kurulması düşünülemez. Bu durumda ya başka bir filozofun bilgi kuramını kullanmak veya kendi bilgi kuramımızı ortaya koymak zorundayız. Bu eser ikinci yolu seçmeyi tercih etmiştir. Bunun yanında bir varlık kuramına olan ihtiyaç da vurgulanmaktadır.
Yine bir varlık kuramımız olmadan felsefî bir sistem kuramayız. Varlık nedir? Ne tür şeylere 'var' diyebiliriz? Varlığın durumları nedir? gibi sorular netlik kazanmadan aslında sistemli bilim yapmak da mümkün değildir. Bu açıdan varlık kuramı her felsefî sistemin temelini teşkil eder. Bilgi kuramı ise, bir bakıma varlık kuramının metodolojisini teşkil etmektedir. Bu açıdan varlık ve bilgi, her türlü sistemli bilgi elde etmenin en temel ögeleri olarak felsefede karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden bilgi felsefesinin insan ve toplum hayatında oynadığı önemli rolün vurgulanması, bu eserde temel hedef olarak seçilmiştir.