Dünyanın sınırlarına yayılan kara duman, kan ve kurşun kokusu...
Kara bulutların, aydın semasını kapladığı, bombaların gürültüsüyle uyanan ve savaşların en büyüğünün
yaşandığı masum bir şehir... Ve bu şehirde, karanlıklara sarılmış zincirleri kırmaya çalışan bir Ebabil ve onu
kararlı bir yolda takip eden nice ebabiller...
Kimi zaman Kurtuluş tiyatrosu için kanatlanan kimi zaman mazlumların umuduyla çırpınan bu ebabillerin
Kanatlarımızı kırsalar da uçmaktan vazgeçmeyeceğiz. diye haykıran kalplerin verdiği derin bir mücadele...
Aslında onlar için mücadele etmek, kalbinde sevgi temenni edildiği, yüzünde ise sadece masumiyetin
bulunduğu küçük bir çocuğa benziyordu. Bu çocuğun beslediği umut onları harekete geçirmeye yetiyordu.
İşte! Çocuklar gülümsesin diye kanatlanmak, huzurun geri dönmesi için var gücüyle çabalamak ve belki
gözleri yaşla kavuşturacak belki de insanların kalbiyle alkışlamasını sağlayacak böyle bir kurtarış ve kurtuluşun