Küreselleşmenin getirdiği toplumsal değişim, kitle haberleşme araçlarının yaygınlığı, göçler, uluslar ötesi kuruluşların etkinliğinin artması, kültürel alanda farklılıkların daha belirgin hale gelmesi, çokkültürlülük ve çoğulculuğu tartışılan bir olgu haline getirmiştir. Çokkültürlülük tartışmalarının temelde 20. yüzyıl içerisindeki büyük göç dalgalarının ve çöken sömürge imparatorluklarının bıraktığı etnik ve kültürel çeşitlilikle ve modernleşme düşüncesinin evrenselci paradigmasına yapılan eleştirilerle de ilgili olduğu görül-mektedir. Araştırmalara göre çok az ülke vatandaşı aynı etnik-milli gruba ait olmakta ve aynı dili konuşmaktadır. Dünyada yaşanılan bu süreç kültürel açıdan homojen bir ulus devlet modelinden gittikçe uzaklaşılarak farklılıkların toplum hayatında daha çok kabul görmeye başladığını göstermektedir. İnsanlar arasındaki benzer-likleri merkeze alan modern düşüncenin evrenselci paradigması yerine günümüzde farklılıklar üzerine vurgu yapan eğilimler ön plana çıkmaktadır.