Bu çalışmada, birlikte yaşama zaruretinden dolayı ortaya çıkmış olan kurumlardan birisi, belki de en etkilisi olan devlet ve onun gücünün sınırları Raşit Halifeler örneğinde ele alınmıştır. Problemin üzerinde durulan yönü, söz konusu örnekle ortaya çıkan uygulamaların ışığında konuya İslam hukukunun ilkeleri düzeyinde bir çözüm yolu teklif edilebilir mi? sorusuna cevap aramaktır.
Devlet, gücü ve müdahaleleri ile hayatın hemen hemen her alanını etkilemektedir. Buna, günümüze kadar gelmiş, bir şekilde yönetimde İslâm hukukunu kendisine esas almış toplumların uygulamaları da eklenirse, ortaya çok geniş bir araştırma alanı çıkmaktadır. Böylesine kapsamlı bir alanda konuyu incelemenin zorluğu bir yana, nihayette makul sonuçlar da ortaya konulamayacaktır. Dolayısıyla konuyu bir dönemle, ancak Raşit Halifeler gibi özgünlüğü ve özelliği olan bir dönemle sınırlamanın, bu tür mahzurları nispeten ortadan kaldırabileceği düşünülmüştür. Bununla beraber elinizdeki çalışmada, genel ilkelere ulaşabilmek için İslam hukukunun temel referansları olan Kur´an ve Sünnet´in konuyla ilgili bilgilerine de yer verilmiştir.