Din felsefesi meselelerini merkeze alarak başladığımız düşünce yürüyüşüne Meşşâîlik ile devam ediyoruz. Sahanın uzmanları akademisyenlerin katkılarıyla, Meşşâîliği çok yönlü bir şekilde ve derinlemesine kavramak isteyen okurlar için disiplinlerarası bir çalışma ortaya çıktı. Bu ciltte Kindî, Farabi, İbn Sina, İbn Bacce, İbn Miskeveyh ve İbn Rüşd gibi Meşşâî gelen-ekinin büyük filozoflarının klasik metinleri yer aldığı gibi; aynı gelen-ek-in takipçisi olan Nasîrüddin Tûsî, Ebherî, Urmevî, İbn Kemmune, Necmüddîn Kâtibî gibi filozofların da metinleri var.
Dahası Celâleddin Devvânî, Mîr Sadreddîn Muhammed Deştekî, Mîr Gıyaseddîn ve Hoca Abdülkerim Efendi gibi bu geleneğin etkileştiği farklı halkalardan bir seçkiyi de hikmetsever okurların ilgisine sunduk. Bu cildin, Türkçedeki felsefe çalışmaları için özellikle görünür kılmak istediği husus Meşşâiyûnun aslında İlâhiyûn oluşlarıdır...
Klasik felsefe ilimleri içinde en yüce mertebede olan ilm-i ilâhînin (felsefe-i ûlânın, ilm-i a'lânın, mâ-kable't-tabîanın, mâ-ba'de't tabîanın/bugünkü adıyla metafiziğin) geri dönüşüdür... İlahiyâtın, felsefenin aslî yuvası oluşudur... Varlığın evinin İlahiyât oluşudur.
Bu ciltte okurların, Oryantalist literatürün şekillendirdiği bir perspektifin ötesinde bir Medrese-i Meşşâî-lik bulacaklarını umuyoruz.