Dinin amaç ve hedeflerinin doğru olarak anlaşılması, insan tabiatının iyi bilinmesiyle yakından alâkalıdır. Bizim inancımıza göre, dinin sahibi ve asıl kaynağı Allah tır. Ancak dinin muhatabı ve mükellefi olan insan kendi güdüleri, duyguları, ilgi ve eğilimleri çerçevesinde dini yaşamakta ve yorumlamakta olduğunu unutmamak gerekir. Dinin bildirdiği emir ve yasaklar, başka bir ifadeyle ilâhî öğretiler, insan ruhunda bir iç değer olarak yerleşip yaşanmaya başladığı zaman dinî hayat gerçeklik planında varlık kazanır. İnsan psikolojisinin bütün insanlar için geçerli ortak kanun ve ilkeleri yanında kültürlere göre farklılaşan özelliklerinin bulunduğunu da yine psikoloji ilmi ortaya koymaktadır. Din Psikolojisi nde ileri sürülen teoriler ve yapılan araştırmalar, diğer birçok ilim dallarında olduğu gibi, genellikle batılı bilim adamlarına aittir. Biz bu çalışmamızda, Batı da oluşan ilmî gelenek ve yapılan çalışmalarla elde edilen bilgi birikiminden istifade ederek kendi sosyo-kültürel yapımı