Bu tür kitaplar, alanın sınırları, içeriği ve yönelimleri hakkında bilgi verici niteliklere sahip olsa da bu girişimin tek başına yeterli olabileceğini söylemek güçtür. Örneğin, Türkiye gibi dinî hayatın bireyin kişisel dünyasıyla sınırlı olmaksızın daha geniş bir çerçevede var olduğu ve etki yarattığı toplamlarda din sosyolojisinin yeri ve önemi daha da önem kazanmaktadır. Dinin geleneksel ve modern bağlamlardaki toplumsal niteliği hakkında çeşitlenmiş bilgi dağarcığının her şeyden önce disipline edilmesi gerekir. Toplumsal düzeyde dinin değer ve itibarını sıra dışı ilgilerle ya da fantastik yorumlamalarla ele almak yerine mevcut durumu geçmişten bugüne değişen bütün boyutlarıyla birlikte ele almak daha uygun olacaktır. Kuşkusuz oldukça büyük bir emek isteyen bu ilginin sürdürülmesi için öncelikli olarak sosyolojik bir bakış açısına, bu bakış açısını temellendirebilecek ölçüde teorik müktesebata hâkim olmak gerekecektir.