Rus edebiyatının zirve isimlerinden Dostoyevski, hayatının büyük bir bölümünde katiller arasında yaşamak zorunda kaldığı için Suç ve Ceza´daki tipler gerçeğe yakın trajedisi ile dikkat çeker. En önemli eseri olan romanın kahramanı Roskolnikov tipi de bu dönemde ortaya çıkmıştır. Hayatını kazanmak için mücadele ederken toplumun dayattığı kuralları da sorgulayan roman kahramını, çalışmak, fedakarlık, akrabalık ilişkileri, öğrenim, yalnızlık, aşk ve yoksulluk gibi kavramları da kendi kişiliğinde bir fotoğraf olarak sunmaktadır.
Bunun anlamı nedir, kuzum? Sakın kötü bir hastalığın başlangıcı olmasın? Bu korkunç rüya bana bunu düşündürüyor.
Bütün bedeni bitkinlik içindeydi. Ruhuna karamsarlık çökmüştü, kafası karmakarışıktı. Dirseklerini dizlerine dayayıp başını ellerinin arasına aldı.
Aman Tanrım diye haykırdı. Gerçekten de, kadına vurup beynini parçalamak için, elime baltayı alabilir miyim? Ilık, yapışkan kanların üstünde yüzebilir miyim? Kilitleri kırmak paraları çalmak, tir tir titremek... elimde... Baltayla... Her yanım kanlar içinde bir yerlere gizlenmek... Benim yapabileceğim işler mi bunlar? Tanrım olacak şey mî bu?
Yaprak gibi titriyordu. Sonra da derin bir şaşkınlıkla şöyle sürdürdü: Neler söylüyorum ben? Zaten, bunları yapamayacağımı çok iyi biliyordum. O halde ne diye kendimi böyle üzüp duruyorum?...