Ekim 1975'te Innsbruck'taki Krinzinger Galerisi'nde daha önce eşine rastlanmamıştır bir olay gerçekleşti; Yugoslav Marina Abramović, Lips of Thomas adlı performansını gerçekleştirdi. Marina bu performansında Rilke'nin Apollo'sunda işaret ettiği 'dönüşüm'ü performans sanatları açısından gündeme getirerek, geleneksel sanat yapıtlarındaki özne-nesne ikiliğini yıkmış ve günümüz sanat anlayışına seyircileri de performansa dahil ederek yeni bir soluk getirmiştir. Düş Düşe Uğultular'ın özellikle ilk bölümü düşünüldüğünde Marine'nin performans sanatları için yıkmış olduğu geleneksel algı 'roman' için sorgulanmış, aynı zamanda 'roman' bir nesne olmanın ötesinde sahnenin bir parçası olarak, sürece seyircinin de müdahil olmasıyla yazarın içsel dönüşümü odak değiştirerek seyircinin de ilgi ve beklentileri işe koşularak yazar, roman ve seyirci arasında 'sahne' ana odak olmuştur.