Geleneğe sahip çıkmak, orada var olan herşeyi, hiç kritik etmeden, tam bir ön kabulle doğrulamayı gerektirmiyor. Aksine, ona eleştirel bir gözle bakıp, yapılmış olması muhtemel yanlışlıklarını tashih edip düzeltmek de ona sahip çıkmanın gereğidir. Çünkü doğrularıyla yanlışlarıyla bu kültürün tamamı bize aittir. Ama, bize de ait olsa, olumsuzlukları görmezden gelmeksizin onları kritik etme başkalarına da ait olsa doğrulara sahip çıkma erdemini göstermediğimiz sürece evrensel doğrulara ulaşamayız.
Onun için, taklit ve taassup zihniyetinden kurtularak, ne gözü kapalı bir gelenekçilikten ne de geçmişi bir yük gibi telakki ederek modernitenin peşinden sürüklenip gitmekten yana olmalıyız. Taşları yerli yerine koyarak, tarihi bize bizi de geleceğe bağlayan düşünce köprüsünün her iki ayağını sağlam oturtarak, birini diğerine feda etmeden bir şeyler inşâya çalışılmalıdır. Her şey geçmişte halledilmiştir, artık yapılacak bir şey yoktur kolaycılığına düşmeden ama, tarihte hiçbir şey yapılmamıştır iddiasıyla da on beş asırlık koskoca bir birikimi görmezlikten gelmeksizin davranılmalıdır.