Etik ve Tasavvuf, bugün felsefe alanında önerdiği yeni kavramsallaştırmalarla, ba$ta akademisyenler olmak üzere felsefeye ve tasavvufa merak duyan herkesi, yeni bir söylemin farkındalığına çağırıyor. Batı Felsefesi ve İslâm kültürünün ortak deneyimlerinin değerlendirildiği, 2000´li yılların başlarında diyalog tarzı olarak anabileceğimiz bu sohbetler, felsefe pratiğiyle ahlâkın, tasavvufla etiğin yakınlığını okurlara sunuyor. Kitabın temel tezi, çoğunlukla Platon´un idea kavramı çerçevesinde değerlendirilen tasavvufun, varoluşçuluk bağlamında yeniden okunması olarak karşımıza çıkıyor.
Kendine özgü bu çalışma, evrensellikle ahlâkı, etikle tasavvufu, özgürlükle bilinci kişilik kavramının bütünlüğünde farklı bir senteze götürüyor. Konuşma yoluyla felsefe yapmanın, miadı dolmuş bir gelenek değil, verimli bir düşünce pratiği olduğunu gözler önüne seriyor.