Hukukun tanıdığı ve güvence altına aldığı hakların sujesi olan insanın bu vasfı ne zaman kazandığı hususu diğer hukuk sistemlerinde olduğu gibi İslam hukuku açısından da önem arz etmekte olup hukukçuları meşgul eden bir konu olma özelliğine sahiptir. Hukukçular arasında, insanın kişilik vasfını doğumla birlikte kazandığı görüşü yanında, rahme tutunma aşamasından ve döllenme anından itibaren hukuken bir varlık olarak tanınması gerektiğine dair farklı kanaatlerin öne çıktığı görülmektedir. Anne rahmindeki ceninin hukuki statüsü üzerinde tartışmalar sürerken, yardımcı üreme teknikleriyle laboratuvar ortamında gerçekleştirilen yapay döllenme sonucu oluşturulan embriyonun rahme yerleştirilmeden önce hukuki bir varlık olarak tanınıp tanınmayacağı meselesi de yeni görüş ve tartışmalara zemin hazırlamıştır.
Klasik fıkıh literatüründe yer alan ceninle ilgili düzenlemeleri belli bir sistematik içinde bir araya getirmeyi hedefleyen bu çalışma aynı zamanda embriyonun hukuki statüsü ve embriyo uygulamalarıyla ilgili güncel tartışmalara fıkhi bir perspektiften yaklaşmayı denemektedir.