Gerçekten Gerçeği Yansıtmamaktadır, Osman Cihangir'in öykü yolculuğunun üçüncü durağı. Hiçbir Zaman Yeterince Deliremeyeceğiz ve Hemen Hemen Hiç'ten hatırladığımız öykü anlayışını ileri bir safhaya taşıyan yazar, öykücülüğünü tahkim ediyor. Gerçeği aşan bir gerçek, büyülemeyen bir olağanüstülük sinmiştir öykülere. Gerçektir, çünkü her şeye rağmen insan kalmaya çalışan kahramanlarla karşılaşırız. Büyülemez çünkü hüzün verir. Dünyayı kırmızı ve mavi olarak çift görseydiniz, hangisini seçerdiniz? Durup dururken kırmızı lekeli küçük bir mendil, neden çıkar ortaya? Heykel midir insanlar? Devam eden şey hayat mıdır? İnsan doğar, büyür ve mecbur kalır. Duvara çarpmak ile onu aşmak arasında bocalayan insanların hikâyesi aşağı yukarı böyledir. Masallar mutlu sonla biter, ya hikâyeler? Tuğla, ayna, ok, silgi, iskarpela... Zamanda yolculuk yapan vampir, arkadaşlarını aynaya dönüştüren güvenlik görevlisi, kötülükleri silgiyle yok etmeye çalışan bir adam, hastane çatısında başka bir dünyayla tanışan doktor... Osman Cihangir, fantastik öğelerle yüklü öykülerinde kahramanlarının başına gelenlerin acı mı, komik mi, tuhaf mı yoksa düpedüz gerçek mi olduğuna okurun karar vermesini istiyor.