Hacı Abdullah Petricînin eserlerinin değerlendirildiği bu çalışma, bir giriş ve üç kısımdan oluşmaktadır. Giriş kısmında, 19.yy.da Osmanlı Devletindeki misyonerlik faaliyetlerin neler olduğu ve bu çerçevede söz konusu faaliyetlere karşı yazılmış olan reddiyelere değinilmektedir. I. Kısım, Hacı Abdullah Petricînin hayatı ve eserleri konularına hasredilmiştir. Petricînin Hıristiyanlığa karşı yazmış olduğu reddiyelerin dışında Allahı zikretmenin fazileti ve bugüne kadar adı bilinmeyen Kuran metninin tespiti konusundaki eserleri ele alınmaktadır. Risâle fî temâmiyyet-i Kurâni Azîmüşşân adlı eser, ilk defa bu çalışma ile tanıtılmıştır. Eserin ikinci kısmında, Hacı Abdullah Petricînin eserlerindeki metotlar ve eserlerin kaynaklarına değinilmektedir. Petricînin kullandığı kaynaklar arasında klasik eserlerden İmam Kurtubî, İbn Kayyim, Taşköprizâde, Kâtib Çelebi, Kadı İyaz, el-Bâcînin yazdığı İslamî eserler yanında Kitab-ı Mukaddes, Apokrif İnciller, Kilise tarihleri ile Horn, Benjamin Schneider ve Voltaire gibi dönemin Hıristiyan kaynakları da yer almaktadır. Üçüncü kısımda ise, Hıristiyanlık eleştirisi ve tartışma konuları ele alınmaktadır. Burada, Eski Ahidin tahrifi, İncillerin müellifleri, tespiti, kanonizasyonu, bablara taksimi, dili, İnciller arasındaki çelişkiler gibi konular Petricînin eserlerindeki yerleri ile birlikte detaylı olarak ele alınmaktadır. Araştırmada; Teslis, hz. İsa, Ruhulkudüse dair görüşlerin eleştirisi ile Tevrat ve İncilin neshi, hz. Muhammedin Eski ve Yeni Ahidde müjdelenmesi gibi meselelere ayrı başlıklar tahsis edilmiştir. Hıristiyanların ehl-i kitap sayılması, Pavlusun Hıristiyanlıktaki yeri ile Sinoptik İnciller meselesi, üçüncü kısmın diğer konuları arasında yer almaktadır. Eserin sonunda, Petricînin yazmış olduğu ilk reddiye olan Burhânül-hüdânın tercümesi ile Osmanlıca kaleme aldığı ve ilk Türkçe reddiye olduğu kabul edilen İzâhül-merâm adlı eserinin latinize edilmiş şekli yer almaktadır. Eser, Osmanlı dönemi İslamHıristiyan ilişkileri ve tartışma konularında araştırma yapanlar için kaynak niteliği taşımaktadır.