Klasik hadis metodolojisi ve onun hem ürünü hem de kaynağı olan hadis külliyâtı, önce insanın sonra da müslümanın doğru bilgiyi elde etmek için gösterdiği muhayyile sınırlarını zorlayan, her türlü takdiri hak eden bir çabanın canlı şâhididir. Bu nedenle çağımızda İslâmî ilimler üzerine yapılacak çalışmaların hedefi ve usûlü ne olursa olsun bu muazzam çabayı yok sayması akıl kârı değildir. Öte yandan çağlar boyu en ince ayrıntılarına kadar sistematize edilmiş bu metodolojinin yöntemlerinden istifade etmek her geçen gün zorlaşmaktadır. Açıkça ifade etmek gerekirse, her yöntemin sınırları olduğu gibi klasik hadis usûlünün imkân ve kabiliyetlerinin de bir sınırı vardır ve bu sınıra çoktan ulaşılmıştır.Elinizdeki eser, klasik hadis usûlünün imkân ve kabiliyetlerinden istifade ederek Hz. Peygamber dönemine ait hadis ve tarih rivâyetlerinin analiz ve sentezini yapmak üzere yeni kavram ve araçlara sahip, Bütünsel Yaklaşım adıyla yeni bir yöntem önermektedir.