I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti'nin yıkılmasıyla yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çeşitli nedenlerle Türklerin yaşadığı pek çok yeri millî sınırları içine dâhil edememiştir. Başka bir ifadeyle, Türk topluluklarının yaşadığı birçok yer Osmanlı Devleti'nden kopan coğrafyalarda ortaya çıkan devletler içinde kalmıştır. Bu topluluklardan biri de Suriye toprakları içinde Halep ve çevresinde yaşayan Türkmenlerdir. Suriye'deki Türkmen varlığı Halep ve çevresiyle sınırlı değildir. Lazkiye, Hama-Humus, Şam ve Rakka illerinde de Türk toplulukları yaşamaktadır. Ancak Halep ve çevresinde yaşayan Türkmenler Suriye genelindeki yoğun nüfusları ve bölgeye en eski yerleşen Türk topluluğu olmaları yönüyle dikkat çekmektedirler. Türklerin bugünkü Suriye topraklarında görülmeye başlanması Tolunoğulları ve İhşidiler (IX.-X.yy) devrine kadar uzansa da bölgenin yurt tutulmaya başlanması XI. yüzyılda Selçuklular zamanına rastlar. 1516'da Yavuz Sultan Selim'in Memlukları yenerek Suriye topraklarını Osmanlı Devleti sınırlarına katmasıyla bölge göçer Türkmenlerin yerleşimine tamamen açılmış olur. Bu tarihten itibaren göçer Türkmenlerin Halep ve çevresini kışlak olarak kullanmaya başlaması hız kazanır. İskân Siyaseti gereği zaman zaman bölgedeki Türkmen nüfusun sayısında artışlar yaşanmış olmakla birlikte, bölgeden Anadolu'ya tersine göçler de yaşanır. Bu gidiş gelişlerle Halep ve çevresi kültürel anlamda Anadolu'nun doğal bir uzantısı hâlini alır. 1918 Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti bölgeden çekildikten sonra Halep ve çevresinde yaşayan Türkmenler çizilen yapay sınırların ardında kalır. Suriye'de yapılan nüfus sayımlarında etnik kökene dayalı rakamlar yer almadığından gerek bütün Suriye'de gerekse Halep ve çevresinde yaşayan Türkmenlerin sayısı hakkında kesin rakamlar verilememektedir. Halep merkezdeki kalabalık mahalleler (Hüllük, Bostanbâşa v.d) ile civar ilçeler (Çobanbey, Mumbuç, Başköy, Ahterin, Azez, Carablus, Bab v.d) ve köyler dikkate alındığında yörede 400 binden fazla Türkmen nüfusun olduğu tahmin edilmektedir. Bu Türkmen nüfus, Türkiye'den koparılışlarından yaklaşık yüz yıl geçmesine rağmen, birtakım değişikliklere uğrasa da dillerini ve kültürlerini önemli ölçüde koruyabilmişlerdir. Elinizdeki bu çalışma, Halep ve çevresindeki Türkmenler arasından derlenen halk kültürüne ait unsurları ve bunlar üzerine yapılan değerlendirmeleri kapsamaktadır.