Maveraünnehirli Hanefi alim Kadı Ebu Zeyd ed-Debusî (430/1039), Hanefi mezhebi usul tarihinde bir dönüm noktası teşkil eder. Debusi, Hanefi mezhebinin entelektüel olarak Irak bölgesinden Maveraünnehir bölgesine taşındığı bir dönemde, hicri dördüncü asrın sonu-beşinci asrın başında yaşamıştır. İlk kez Ebu Bekir el-Cessas (370/981) tarafından el-Fusul fi'l-usul'de bütün hatlarıyla ortaya konulmuş bulunan Hanefi fıkıh usulü anlayışı, Debusî'nin usul eseri Takvimü'l-edille'de klasik tarzına çok daha yakın bir noktaya gelmiştir.
Debusi eserinde, Cessas'ın aktardığı uzun tartışma ve polemikleri çıkarmış, çok daha sade, sistematik ve bütüncül bir örgü ile usûl anlayışını ortaya koymuştur. Ayrıca Hanefi usulünün Irak bölgesindeki teşekkül döneminde büyük oranda etkili olmuş olan Mutezile ekolü ile ayrışma sürecinde de Debûsî geçiş dönemini temsil eder. Bu doğrultuda Debûsî, kelâm konusu sayılabilecek meselelerin büyük çoğunluğuna eserinde yer vermemesine karşılık; beyan teorisi, ehliyet bahisleri, aklî hüccetler gibi konuları da ilk kez usûl literatürüne dahil etmiştir. Böylece sonraki Hanefî usûl eserlerinin tasnif ve kapsamında belirleyici rol oynamıştır.
Ebu Zeyd ed-Debusî'nin Takvîmü'l-edille adlı eseri, yazıldıktan hemen sonra hem Hanefi mezhebi içerisinde, hem de diğer mezheplere mensup âlimler arasında büyük yankı bulmuştur.
Hanefi usul klasiklerinin müellifleri Serahsi (483/1090) ve Pezdevi (482/1089), usul eserlerinde Debusi'den büyük oranda etkilenmişler; yine Hanefi usûcüsü Alaüddîn es-Semerkandi (539/1144) ise Debusi'ye alternatif bir usul eseri ortaya koymaya çalışmıştır. Bunun yanında Şafii mezhebinden Sem'ani (489/1096) ve Gazali (505/1111), Debusi'ye cevap mahiyetinde müstakil eserler kaleme almışlardır.