Müslüman âlimler fotoğraf makinesinin zararlarını tartışıyorlardı 20. yüzyılın başlarında, aynı yüzyılın ortalarında ninelerimiz fotoğraf çektirmekten sakınıyor ve mütedeyyin aile ortamlarında sinema, üzerine tartışılması bile gerekli görülmediği ölçüde yabancı, sakıncalı bir faaliyet olarak görülüyordu. Geçen yıllar içinde sinemaya kendi tasvir geleneğimiz açısından yeterince dâhil olduğumuz söylenemez.
Hayatımız ekranlarla kuşatılmış durumda. Bu konuda aklımızı karıştıran sorulara tatminkâr cevaplar aramanın, Hollywood'la yarışan bir sinema için değil de alternatif bir sanat, bir sinema açısından elzem olduğu çok açık. Bu arayış bir bakıma insanlığın binlerce yıllık serüveninin geldiği noktada bir birikimi heba edilmekten kurtarmak anlamına da geliyor.
Cihan Aktaş, Hayallerin Ötesi - Hayat Temsil Sinema kitabında sinemanın kendine has konumu ve imkânları üzerine düşünüyor. Tasvir, mahremiyet, temsil, mana sineması, toplumcu sinema, değişen seyir yolları, seyircinin belirleyiciliği, pürüzlü konuların boşluğunun soruları, kadınlar, şehirler, belgeseller, hikâyenin gücü, edebiyat uyarlamaları ve sinemanın krizi gibi konuları irdeliyor. Sinemanın temsil yeteneğinin dünyamızda bulduğu karşılığı filmler üzerinden araştırıyor ve yakın uzak demeden tanımaya çalıştığı yönetmenleri birkaç cümle veya birkaç başlıkla gündemimize dâhil ediyor.