Savaş insanlık tarihinin en kadim meselelerinden biridir. İnsanlar arası ve devletlerarası sorunların çözümünde başvurulan bir yöntem olmuştur. İnsanlığa yol gösterici olarak gönderilen peygamberler halkası içinde, bu yönteme başvurmak zorunda kalan peygamberler vardır. Allah Resulü Hz. Muhammed ve onun yaşadığı çağ, bu açıdan tartışılan bir dönem olmuştur. O, savaşlar açısından insanlığa örnek olacak bir meşruiyet zemini oluşturmuştur. Vefa, dürüstlük ve sözünde durmak, onun insanlar ve toplumlar arası ilişkilerinde olmazsa olmaz ilkelerdi. O bu ilkelere yüksek bir sadakatle bağlı kalmıştır. Bu evrensel değerlere aykırı davrananlara karşı, kendi döneminin savaş stratejilerini dikkate alarak mücadele etmekten çekinmemiştir.
Bu kitapta Hz. Peygamber'in, Müslümanlara karşı, harp ilan edenlerle mücadele stratejisinin bir parçası olarak hud'a, Harp Hud'adır rivayeti ışığında ele alınmıştır. Kitabı okuyanlar, İslam Tarihinin en önemli konularından biri olan, Hz. Peygamber dönemi savaşların; stratejiler ve düşmanı yanıltmalar açısından durumunu, onlarca örnek içinde bulacaklardır.
O, bu dünyaya adalet ve merhamet ekseninde bir tohum ekmiştir. O tohum yeşermiş ve İslam Medeniyetinin teşekkülüne nüve teşkil etmiştir. Bu süreçte, düşmanlık gösterenler ve ona harp ilan edenler, bu büyük yürüyüşün önünde engel olmaktan çıkarılmışlardır.