İslâm düşüncesinin nazariyyâtında tartışmasız iki belirleyici disiplin olan İslam felsefesi ve kelâm söz konusu olduğunda İbn Sînâ önemli bir dönüm noktasıdır.
Düşünce tarihi yazımında İbn Sînâ ve sonrası şeklinde bir 'kolaycı ayrım'a gitmek, İbn Sînâ'dan sonra gelen isimlerin onun etkisini taşıdığı sonucuna götürecektir. Böyle bir kabulün tehlikesi, İbn Sînâ sonrası metafizik konularda görülen herhangi bir fikrî açılımın doğrudan İbn Sînâ etkisine bağlanmasıdır.
Bu eser, düşünce tarihi yazımının en büyük handikabının, klişeleşmiş yargıların yeni bulgulara rağmen sorgulanmaması olduğu noktasından hareket ederek ve bahsedilen kolaycılığa da kaçmadan İbn Sina'nın Kelama etkisini ortaya koymaktadır.