Fârâbî, MS 870-950 yılları arasında yaşamış büyük Türk-İslâm filozofudur. O, klasik Yunan felsefesi, özellikle Yunan siyaset felsefesi ile İslâmı birbiriyle uzlaştırmaya çalışmış olan ilk filozoftur. Fârâbî, Platon, Aristotelesçi siyaset felsefesini İslâmla bağdaştırmak, uzlaştırmak çabası ve bu amaçla gerçekleştirmiş olduğu sistemiyle İslâm düşüncesini ve kendisinden sonra gelen diğer filozofları derinden etkilemiştir.
Fârâbîye göre İslâmın çeşitli anlaşılma biçimleri veya anlaşılma seviyeleri mevcut olabilir ve nitekim de mevcuttur. Bu seviyelerden biri, onu üzerinde hiçbir ciddi zihinsel, akılsal işlemde bulunmadan gelenekçilerin savundukları biçimde olduğu gibi harfi harfine almak ve anlamaktır. Bu, sokaktaki insanın, sıradan insanın, Platonun sözleriyle gözüyle görmediği, eliyle tutmadığı şeyleri anlamakta güçlüğü olan insanın, duygularından akla, sezgiye yükselmemiş ve yükselemeyecek olan insanın anlama biçimi ve seviyesidir (Bu inanç seviyesi, Gazalînin deyimi ile taklit seviyesidir.) Ancak bunun üzerinde özel bir gruba, seçkinlere, akıl ve sezgi sahibi insanlara, duyumcu-maddeci değil, akılcı ruhçu insanlara tahsis edilmiş olan özel bir anlaşılma biçimi ve seviyesidir. İşte Fârâbîye göre felsefe, o halde, İslâmın en üstün, en doğru, en mükemmel anlama biçimi ve seviyesidir.