İki Kültürde İslam: Fas ve Endonezya'da Dinî Değişim'de Geertz, mukayeseli din ve antropoloji çalışmalarında iki önemli kavramsal yenilik sundu.
1960'lar boyunca dinler tarihindeki baskın eğilim, karşılaştırılan fenomenlerin tipolojik tasnif edilmelerine dayanmaktaydı. Bu yaklaşımda, örneğin 'mistisizm' gibi fenomenler 'özsel' nitelikleri önceden varsayılarak çalışılırdı. Oysa Geertz, Faslı ve Javalı velilerin kendi toplumsal ve tarihsel bağlamlarındaki temsil ve pratiklerinin canlı tasvirlerinin gösterdiği gibi, tikel olana yoğunlaşmak suretiyle mukayese yapılabilecek kısmî benzerliklere dayalı bir strateji önermektedir. Wittgenstein'ın post-analitik felsefesinden antropolojiye taşıdığı ve başka çalışmalarıyla yaygınlaştırdığı kavramlar aracılığıyla antropolojiyi toplumsal düşünce içindeki daha kapsamlı akımlara bağlamış, geniş bir kitle için daha görünür ve canlı bir hale getirmiştir. Onun ikinci önemli katkısı ise, antropoloji ile tarih arasında akademik eğitim ve yazım tarzlarındaki pratik mesafeyi kapatmasıdır.
İki Kültürde İslam, 'az ya da çok' Fas ve Endonezya'da İslamî ifade ve pratiğin egemen 'klasik' biçimlerinin geliştiği farklı tarihsel bağlamları naklediyor ve değişen ve tartışılan kültür tasavvurlarını tarihte gerçekleşen olaylarla birleştiriyor.