Sanayileşme ve din ilişkisi, sosyolojinin temel araştırma konularının başında gelenlerindendir. Kurucu sosyologlar, sanayileşmenin dinî düşünceyi marjinalleştireceği, hatta ortadan kaldıracağı konusunda neredeyse hemfikirdiler. Ancak, yirminci yüzyılın ortalarından itibaren gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkenin sanayileşmiş kentlerinde dinin, gerilemek yerine yeni bir dinamik dalga halinde kentlerin çevresini kuşattığı fark edildi. Buna paralel olarak, aynı yıllarda, sanayileşmeye endeksli sekülerleşme kuramları sosyal bilimlerde sorgulanmaya başladı.
Biz bu araştırmada, söz konusu değişime temas ettikten sonra, bir sanayi kenti olan Bursada, örgütlü iş adamlarının dindarlık ve sekülerlik profillerini belirlemeye çalıştık. Çalışmanın ana ekseninin, Max Weberin tezinin Bursalı iş adamlarında yansımalarını ortaya çıkarmak olduğunu söyleyebiliriz. Sadece ekonomik değil, siyasal bağlamda da Weberin görüşlerine sıkça göndermelerin yapıldığı günümüzde böylesi bir çalışmanın önemi açıktır.