Dinî metinlerin doğru anlaşılıp yorumlanması, metinlerin dili olan Arapçayı inceleyen dil bilimlerinin yeterli düzeyde bilinmesine bağlıdır. İmâm Şafiînin Fıkha hizmet etmek için, Arap edebiyatını yirmi sene okudum şeklindeki ifadesi, bu gerçeği dile getirmektedir.
İslâmî nassları anlama ve yorumlamanın zeminini oluşturan mezkûr dil bilimlerinin başında, Arapça lafızları vaz olgusu açısından ele alıp onların kim tarafından, ne tür anlamlar için, hangi maksatla ve hangi yolla vazedildiklerini, diğer bir anlatımla, lafızların anlam kazanma yöntemini inceleyen vaz ilmi gelmektedir. Bu itibarla vaz ilmi, hem vazî birer olgu olan lafızları ifrâdî ve terkîbî açıdan konu edinen dil bilimleriyle, hem de Arapça lafızlardan oluşan İslâmî nassları farklı yönlerden ele alan usûl, tefsir, hadis, fıkıh, kelam vb. İslâmî ilimlerle ilişkili bulunmaktadır. Özellikle İslâmî nassları anlama ve yorumlama metodolojisi olarak Müslüman bilginler tarafından ortaya konan usûl-i fıkıh ilminin üç sacayağından ilkini oluşturan ve mebâdiül-lüğa diye anılan temel lugavî kavram ve terimlerin, vaz ilminin ele aldığı vaz kavramına dayanması, hem bu iki ilim arasındaki sıkı ilişkiyi ifade etmekte, hem vaz ilminin İslâmî nassların anlaşılması ve yorumlanmasında ne denli fonksiyonel olduğunu ortaya koymakta hem de İslâm bilginlerinin Arapçayı salt bir dil olarak değil, dinî metinlerin doğru anlaşılması ve yorumlanmasının bağlı bulunduğu bir din dili olarak gördüklerini göstermektedir.
İşte bu çalışmamızın amacı, dinî metinlerin anlaşılmasının hareket noktasını oluşturan ve bu metinlerin gerçekleştiği Arapça lafızları, varlıklara isim verme manasına gelen vaz olgusu açısından konu edinen vaz ilmini detaylı olarak anlatmak, diğer lisânî ve İslâmî ilimlerle olan ilişki boyutlarını ortaya koymak ve bu ilme dair kaleme alınan eserleri tanıtmaktır.