Bilgi problemi her medeniyetin, felsefi sistemin, hatta dini-teolojik öğretinin özünü oluşturur. Söz gelimi, çağdaş bilim inancı vardır; geleneksel İslam medeniyetinin özünde ise dini tecrübeyi mümkün gören rasyonalist bir telakkinin yattığını söyleyebiliriz. Fakat bir başka açıdan da vahiy ve peygamberliği anlamlandırmaya matuf sûfî öğreti özel bir yer tutmaktadır. İslam geleneğinin kesintisiz devamı için gerekli dini-felsefi teorik zemin; yeni dünyalar, yeni medeniyetler üretecek son zamanlarda bir kıpırdanma da yok değildir. İşte bu eser, bu arayışa katkı sağlamayı amaçlamaktadır.