Her türlü hamd ve övgü görünür ve görünmez âlemlerin sahibi ve bilicisi olan Allah a, salât ve selâm seçkinlerden olan Elçisi ne olsun!
İnsan, ta ilk günden itibaren kendini tanımayı, nereden geldiğini ve sonunun ne olacağını merak ettiği kadar çevresini, evrenin görünen ve görünmeyen kısımlarını tanımayı da arzu etmiştir. Onun bu arzusu kendisini yeni yeni şeyler öğrenmeye ve bilgi hazinesini genişletmeye sevk etmiştir. Her ne kadar zaman zaman duyuların aldatması ve yanlış akıl yürütmeler sonucu yanılmalar olmuşsa da, bunlar onu bıktırmamış, bilakis araştırma, inceleme ve öğrenme arzusunu daha da kamçılamıştır. Madde ötesini inkâr eden, düşünce tarihi içinde ciddî ve önemli bir yer işgal etmeyen materyalist felsefeler hariç tutulursa, düşüncenin genel seyrinin bu yönde olduğu ve insanlığın büyük çoğunluğuna hükmeden din ve felsefe sistemlerinin, duyuların idrak alanı dışında kalan varlıkların mevcudiyetini benimsediği görülür.
Gayba iman İslâm dininin temel esaslarından biridir. Kur ân, gayba imanı müminlerin vasıfları içinde saymaktadır. Mümin, dünya hayatının gerçekleştiğini kabul ettiği gibi ahiret aleminin gerçekleştiğine de inanır. Bizi bu konuyla ilgilenmeye sevk eden amellerin başında gayp konusunun usul-i dinde sahip olduğu bu önemli mevkii gelmektedir. Duyular ötesi âleme olan ilgimizi arttıran hususlardan biri de pozitivist ve materyalist akımların etki ve yönlendirmesiyle bu âlem üzerinde ortaya konan menfi tavırlar olmuştur. Şüphe yok ki gaypla ilgili tecessüs ve şüpheleri gidermenin yolu gaybın ne anlama geldiği, mahiyetinin neden ibaret olduğu ve bilinip bilinemeyeceği gibi soruları cevaplamaktan geçmektedir.
Bu amaçlarla tercih ettiğim tezi üç bölüm halinde ele aldım. Birinci bölümde gayp konusunun tarih boyunca değişik din ve milletlerde nasıl telakki edildiğini sunmaya çalıştım. Bu bölümde tarihî seyir içinde gayp telakkisini işlerken iptidaî inançları ciddî ve tarafsız çalışmalar yapmış kişilerin eserlerinden, yahudilikle hıristiyanlığın telakkisini de başta Kitab-ı Mukaddes olmak üzere kendi kaynaklarından vermeye özen gösterdim.
İkinci bölümde gaybı varlık problemi olarak incelemeye alıp, naslar ve İslâm bilginlerinin görüş ve anlayışları ışığında onun varlık ve mahiyetini ortaya koymaya çalıştım. Gayp kelimesinin kullanılış şekillerinden hareket ederek onun çeşitlerini açıklamaya ve bu hususta varit olan nasarı yorumlamaya gayret gösterdim.
Üçüncü bölümde ise gayp meselesini bilgi problemi olarak ele aldım. Burada Kur ân, Sünnet ve İslâm fırkalarının görüş ve anlayışları ışığında gaybın bilinip bilinemeyeceği, bilinebilecekse bunun hangi usûllerle, nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalıştım. Konunun, daha iyi anlaşılması için özellikle farklı ve karşıt görüş ortaya koyan mezheplerin düşüncelerini almaya özen gösterdim. Her ekolün görüşünü kendi kaynaklarından veya olabildikçe diğer bağımsız kaynaklardan -vermeye çalıştım.
Netice kısmında ise her bölümün sonunda yapılan hülasaların genel bir değerlendirmesini yaparken, naslara sadık kalarak nasıl bir gayp telakkisine sahip olunabileceğini belirlemeye çalıştım. Böyle bir araştırmada gayp probleminin günümüz bilim ve fikir akımları tarafından nasıl değerlendirildiğini ortaya koymamak bir eksiklik sayılabileceği gibi çalışmamızın güncelleştirilmediği gibi bir eleştiriyi de haklı gösterebilirdi. İşte bu eksikliğin kısmen giderilmesi maksadıyla netice kısmında astronomi, biyoloji ve metapsişik araştırmalarda konunun nasıl değerlendirildiğini özet halinde sunmayı uygun gördüm.
Tez planının daha geniş tutulması mümkün olmakla birlikte konunun ana hatlarıyla işlenmesi tercih edilmiştir. Bu ana hatlar kavrandığı takdirde, gayp konusunda karşılaşılacak tâli meselelerin çözümünün zor olmayacağını düşündüm.
Uzun bir zaman dilimi içinde çaba sarfederek yaptığım bu çalışmanın tam ve kusursuz olduğunu ileri sürmem mümkün değildir. Gücüm nisbetinde konunun ana hatlarını ortaya koymaya gayret ettim. Başarılı oldumsa bundan mutluluk duyacağım.