İsmail Hakkı Bursevî, tefekkür dünyamızın eşine az rastlanır
doğurgan kalemlerinden biridir. Sayısı yüzü aşkın eserlerinin
birçoğu kaza, kader, özgürlük, sorumluluk, irade, zorunluluk,
gibi metafizik ve ahlâkî öğretilerin en önemli konularını içermektedir. Özellikle eserlerinde vahdet-i vücud nazariyesinin
bütün inceliklerini ele alırken ve aydınlatırken gösterdiği maharet her beğeninin üstünde ve ötesindedir. O'nun aydınlatıcı ve ışıklı kaleminin meydana getirdiği düşünceler tefekkür dünyasının en önemli kazanımları haline geldiler.
O, kitaplarda okuduğu erdemleri önce kendi nefsinde tatbik
eden ve başkalarının da onları yapmaları için, tefekkürün bütün ateşîn bölgelerini dolaşarak oradan devşirdiği kolaylıkları, açılımları yazan, hakikatın gönlü yanık savunucusu olmuştur.
Yurdunu, dilini ve milletini sevmiş, savaş meydanlarına koşmuş, zaman zaman yaralanmış ve bütün hayatını çalışmakla geçirmiş, insanların yüreklerinde doğruluğu, iyilik ve muhabbet duygularını kuvvetlendirmek istemiş ve bu uğurda örnek bir hayatın da sahibi olmuştur. İşte bu önemli düşünürümüz bütün cepheleriyle Mehmed Ali Aynî'nin kaleminden ve yorumlarından bugüne akmakta.