İsrâ ve mirac hadisesi İslâm inancının temel esaslarıyla yakından ilişkili olan bir konudur. İslâm düşüncesi içerisinde gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak irdelenmiş ve konuyla ilgili eserler kaleme alınmıştır.
İsra ve mirac hadisesinin erken dönemdeki telifatın dışında kalan eserlerde çok aşırıya varacak ölçüde genişletilip bununla ilgili bir edebiyatın oluşturulması sosyo-kültürel bir vakıadır. Müslümanların, farklı din mensuplarıyla temasa geçmesi bu durumu hızlandırmıştır.
Ancak konunun İslâmın ruhuna, Kurânın metoduna uygun bir biçimde ve bu konudaki aşırılıkların bilinerek ortaya konması gerekmektedir.
Mesele ile ilgili olarak özellikle Kurânın ve sahih rivayetlerin ortaya koyduğu anlayış, bu arada mucize ve onun İslâm nazarındaki konumu da dikkate alınarak isra ve mirac hadisesinin değerlendirilmesi gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla Müslümanlar nezdinde peygamber tasavvurlarının, Kurânın çizmiş olduğu imaj ve anlayış çerçevesinde olması lazımdır.
Eser, konunun Kurânî dayanaklarını, hadislerdeki anlatımını ve bu arada mucizenin dindeki konumundan hareketle mucize açısından ne anlama gelebileceğini tartışmaktadır. Yine burada isra olayı bağlamında, aynı ismi taşıyan surede insanlığa sunulmuş olan temel ilkeleri, isranın asıl yansıtılması gereken mesaj kabul ederek açıklamaya çalışmaktadır. Eserin gayesi, meseleyi olduğu gibi ortaya koymak ve bu konudaki tarihi yaklaşımlar çerçevesinde bir değerlendirmede bulunmaktır.