Kurbağanın biri, güzel bir su başını kendine yurt edinmiş. Fakat komşusu olan yılan hiç mi rahat vermiyormuş.
Ne zaman yavru çıkarsa yılan gelip yavruları yiyormuş. Zavallı Kurbağa bir başka komşusuna giderek acı acı dert yanmış. Yurdu çok güzel olduğundan ayrılamadığını, bunun için yılana karşı ne yapması lâzım gildiğini sormuş. Komuşusu: --Filan yerde bir kunduz var. Balığı pek sever. Beş on tane balık avla, Kunduz'un yuvasından yılanın yuvasına kadar balıkları sırala. Kunduz onları yiye yiye yılanın yuvasına kadar gelerek onu da yer. Sen de bu belâdan kurtulursun. diye öğütlemiş. Kurbağa söyleneni aynen yapmış. Bu suretle hain yılandan yakasını kurtarmış. Fakat o yolda av ve kısmet bulmaya alışmış olan Kunduz, birkaç gün sonra tekrar o yolu tutmuş. Bu defa ne balıktan, ne de yılandan bir eser bulabilmiş. Ancak, karşısında zavallı Kurbağa'yı görerek hemen oracıkta yutuvermiş.