İlâhî! Hamdini sözüme sertâc ettim; zikrini kalbime mirâc ettim; Kitâbını kendime minhâc ettim. Ben yoktum var ettin; varlığından haberdar ettin; aşkınla gönlümü bîkarar ettin. Yardımına sığındım, kapına geldim; hidâyetine sığındım, lütfuna geldim. Kulluk edemedim, affına geldim. Şaşırtma beni, doğruyu söylet; neşeni duyur, hakikati öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam; Sen söyletmezsen ben söyleyemem; Sen sevdirmezsen ben sevemem. Sevdir bize hep sevdiklerini; yerdir bize hep yerdiklerini; yâr et bize erdirdiklerini. Sevdin habibini, kâinata sevdirdin. Sevdin de risâlet hırkasını giydirdin; Makâm-ı İbrâhimden Makâm-ı Mahmûda erdindin; server-i asfiyâ kıldın; Hâtem-i enbiyâ kıldın; Muhammed Mustafa kıldın. Salâtü selâm, her türlü ikrâm ve saygı ona, âline, sevdiklerine, sahâbîlerine ve onun peşinden gidenlere olsun yâ Rabb!
Elmalılının bu duasına içtenlikle âmîn diyoruz. Kurânı anlamak, yaşamak ve anlatmak her Müslümanın görevidir; çünkü Kurân, bir mektup olarak insanlığa gönderilmiş son ilâhî mesajdır. Bu mesajın gönderiliş gayesi, insanın kendisini, canlı-cansız çevresini ve Yüce Allahı tanıması, onlara karşı görev ve sorumluluklarını bilmesi, kendisi, çevresi ve Yaratıcısıyla uyumlu bir hayat yaşamayı başarmasıdır. Bunun için öncelikle kendisinden istenenleri iyice bilmesi gerekir. İnsan, bilmediği veya yanlış ya da eksik bildiği şeyi doğru yaşayamaz. İlâhî rehber anlamındaki Kurân, insanlık için bir yol haritasıdır; sadece onunla Yüce Allahın rızası kazanılır ve sonunda âhirette cennet ödülüyle buluşturulmak mümkün olur.
Günümüzde Müslümanların büyük bir çoğunluğu, hakikati Kurânda aramak yerine, başka yollara başvurmakta, ışığı başka yerlerde kovalamaktadırlar. Allahın nûrunu kendisine ışık edinmeyenler, ışıksız kalacaklarını bilmelidirler. Misyonu insanları, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak şeklinde belirlenen ve bir ismi de nûr olan Kurân-ı Kerîm, bu özelliğiyle insanlığın istifadesine sunulmuş son ilâhî mesajdır ve bu yönüyle kendisinden yararlanılmasını beklemektedir.
Kurân, sözlerin güzelidir; çünkü Gerçek Güzelin sözüdür. Gerçek Güzeli sevenler, Onun sözüne itibar etmelidirler. Müslümanların önemli bir bölümü en güzel sözü takip etmek yerine, takip ettikleri sözleri güzelleştirmeye çalışıyorlar. Başkasına ait sözler ne kadar çalışılsa da Gerçek Güzelinki kadar değerli olamazlar. Hz. Peygamber: Allahın kelamının diğer sözlere olan üstünlüğü, Allahın yaratıklara olan üstünlüğü gibidir buyurarak meseleyi ortaya koymaktadır.
Çaykara Eski Müftüsü Muhammet Suiçmez, bu fakire, yaz Kurân kursları için Kurânı tanıtıcı bir çalışma yapmayı önerince, bunu canımıza minnet sayıp yola koyulduk. Bu nedenle ona ve başta Muhittin Düzenli olmak üzere, katkısı olanlara teşekkür ediyoruz. Kısa sûrelerle başladık; devamını getirmeye çalışacağız. Kurânı doğru anlama yolunda Müslüman kardeşlerimizin duasını bekliyoruz.
İnsan olmak, hatalı ve eksik olmayı beraberinde getirir. Hataları düzeltmek için kardeşlerimizin katkısı bizler için ufuk açıcı olacaktır. Rabbimizden niyazımız, bizi razı oldukları arasına katsın ve Kitabını anlamada bizleri de başarılı eylesin.
Mehmet OKUYAN