Jean-Paul Roux, bu kitapta kendisine aşina olan okuyucunun karşısına bambaşka bir yönüyle çıkıyor; bir yandan kral teması etrafındaki efsaneleri, tarihi olayları ve nesneleri mercek altına alırken diğer yandan bunların simgesel anlamını ortaya koyuyor. Roux, yeryüzünün dört ikliminde, tarihin farklı dönemlerinde hüküm sürmüş uygarlıklara ait kral tasavvurlarını derleyerek birçok farklılığa rağmen hükümdar tasvirlerinin benzerliklerini ortaya koyuyor.Roux'nun ifadesiyle bir arkeolojik çalışma olan Kral: Mitler ve Simgeler, Çin'deki Yasak Şehir'den İran'daki Yüz Sütun Sarayı'na; Cennetin Krallığı'ndan Orta Asya bozkırlarına uzanan geniş bir alanı, kazı sahası olarak belirler. Tarihsel bir perspektifle ele alınan kral temasına arkeolojik bir boyut katan yaklaşım ise Roux'nun sadece tarihsel kişiliklere odaklanmaktan kaçınarak kralların kullandığı nesnelere, toplumun krala atfettiği anlamlara, ruhani temsillerin eşlik ettiği ritüellere yönelmesidir.