İnsan her anlamda daralır, bunalır, yokluğa mahkûm ve bazen de varlığa mahkûm yaşar. Kişi, eşyaların ve etrafındaki insanların çokluğuyla övünür. Bu, en derin kuyulardan biridir ki bunun içinden sadece vererek ve azaltarak yüzeye çıkılabilir. İnsan, üstüne koyduklarıyla ezilir, altına koyduklarıyla yükselir. Böylece o gömüldüğü derinliklerden yükseklere yol alır. İnsan varlarıyla ve yoklarıyla sınanır. Ölümün olduğu bu âlemde bilinmelidir ki her şey yarım kalacaktır.
Alışveriş yaparken, bankalarla olan işlerimizi hallederken, bir malın ihracatını veya ithalatını yaparken, bir ürünü birine satarken, rızkımızı kazanırken Allah'ın rızasına uygun davranıp davranmadığımızı ne ölçüde kontrol ediyoruz? Bu soru, özellikle de küreselleşen dünyada çok büyük bir önem kazanıyor. Kur'an-ı Kerim'de bunun yanıtını bulabileceğimiz çok sayıda sure var. Şaban Özkavukcu bu kitabında söz konusu sureleri gösteriyor, hadislere değiniyor, sünnete göre insanın nasıl davranması gerektiğini açıklıyor. Maddi meselelerimizin manevi boyutumuzla kesiştiği noktada biz kimiz, ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız?