Beyân; ıstılah olarak Bir mânânın, açıkça ortaya konacak şekilde farklı şekillerde ifâde edilme yollarını öğreten bilim dalı olarak târif edilebilir. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadîslerinde Muhakkak ki beyânın bir kısmı sihirdir buyurmuşlardır. Çünkü güzel söz insanı cezbeder, büyüler. Nitekim Mekkeli müşrikler olanca inad ve kızgınlıklarına rağmen her fırsatı değerlendirip Kur'ân'ı dinlemekten kendilerini alamazlardı.
Bir başka deyişle Beyân; bir mânâyı, anlaşılma zorluğu farklı derecelerde olan şekillerle ifâde etme sanatıdır. Bundan dolayı cümlenin binâsını, muktezâyı-ı hâle göre cüzlerinin dizilişini konu edinen Meânî İlmi'nden farklıdır. Aynı şekilde ses uyumuna ve delâletin belirgin olmasına riâyet ederek kelâmın lafzî güzellik yönlerini inceleyen Bedî İlmi'nden de farklılık arz eder.
Aslında belâğatın iki rüknü vardır. Biri; sözün, muhâtabun durumuna uygun olması, diğeri muhâtab tarafından kabul görmesi için etkili olmasıdır. Birinci rükûn Meânî İlmi, ikinci rükûn ise Beyâb ve Bediî İlimleri tarafndan yerine getirilir. Dolyısıyla Beyân İlmi; etkili söz söyleme ilmi olarak da târif edilebilir.
Beyân İlmi'nde esas olan, söylenen sözün buhâtabı etkilemesidir. Bu etkinin sağlanması için teşbîh, istiâre, mecâz ve kinâye kullanılır.