Klasik tefsirlerin Kur´an mesajını daha anlaşılır kılmak ve böylece ilahi kelamı avam-ı nasın daha iyi anlamasına katkıda bulunmak gibi bir amaçla yazıldığını söylemek zordur. Gerçi böyle bir maksat üzerin yazılmış tefsirler de mevcuttur; ancak ortaya çıkan ürünlerden hareketle maksadın hasıl olduğunu söylemek çok kolay değildir. Bunu temel sebebplerinden biri. Orta Çağ İslam dünyasında tefsirin, bilgi ve entektüel donanım itibarıyla elit zümrelere has bir meşguliyet alanı olmasıdır. Bu yüzden, klasik tefsirin hemen hepsinde -tabiri caizse- akademik bir dil kullanılmıştır. Böyle bir dil tefsirde ihtisas sahibi olmayan insanların Kur´an´la doğrudan ilişki kyrmalarına müsade etmediği için, avam-ı nasın Kur´an mesajına muttali olması genellikle sufiler, vaizler ve kıssacılar tarafından kullanılan popüle dini edebiyat vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Esasen bugün bu durum çok farklı değildir. Zira günümüzde halkın çok büyük bir kesimi akademik çevrelerdeki tefsir çalışmalarından bihaber olmasına karşın popüler dini yayınlara epeyce ilgi göstermektedir.