Aziz Dost!
Bana uzun mektuplar yaz cümlesiyle sona eren nâmeniz elime geçtiğinde Muharrem ayı girmişti. Muharremin hüznü, Kerbelânın melâli ufkumuza gerilmişti.. Büyük şâirimiz melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz demişti. Bütün İslâm âlemi bu elîm olayla haşir-neşir iken yeni bir kasırga daha geldi Kerbelâ üzerine.. ABD-İngiltere başta olmak üzere savaş koalisyonu oluşturuldu. Kana susayan YYO (Yeni Yezid Ordusu) bombalamaya başlamıştı Hüseyinin memleketi Kerbelâyı, Rifâînin memleketi Basrayı, İmam-ı Azâmın, Geylanînin memleketi Bağdatı, Alinin memleketi Necefi.
Bağdat doğumlu olan ve yetmiş sene önce rahmet-i Rahmâna kavuşan yukarıdaki sözün sahibi Ahmet Haşimin, Subhi Ziya Özbekkan tarafından bestelenen mısralarını hatırladım:
Bir gamlı hazânın seherinde
Israra ne hâcet yine bülbül
Bil kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül.
Bir müddet sonra uzun mektup yerine uzun şarkılarla mektup yazmaya karar verdim. Çünkü Bağdat, Basra, Nasıriyye, Kerbelâ, Necef ve Kerkükte yaşayan ve yaşananları bu şarkılar terennüm ediyordu. Şarkılar seni söyler, başka bir ifadeyle şarkılar bizi söyler. Onun için aziz dost, şarkıları sevmenizi seviyorum..