İslam ümmetinin düşmanları bu ümmetin ilerlediğini ve geliştiğini görünce yerlerinde duramadılar, İslam’ın
temellerini yıkmak ve Müslümanları dinleri konusunda şüpheye düşürmek için planlar/projeler yaptılar. Kur'an-
ı Kerim'e zarar vermeleri zordu. Bu sebeple kafaları karıştırmak için saldırı oklarını Sünnete çevirdiler.
İnsanları şüpheye düşürdükten sonra toptan ve ayrı ayrı Sünneti inkar ettirmek için bu konuda çeşitli yollara
başvurdular.
Asrımızın başına kadar Sünnet İnkârcılığı kısmi şekillerle sürdürülüyordu. Hariciler, Şia, Mu'tezile mezhebi
esaslarına aykırı gördükleri hadisleri inkâr ederek veya te'vil ederek devre dışı bırakıyorlardı. Batınîler zahiri
apaçık olsa bile batınî ve işarî yorumlarla tahrif ederek devre dışı bırakıyorlardı. Sünneti bir bütün olarak inkâr
düşüncesi h. 13 Asırda bazı Arap ve İslam ülkelerine oryantalistler kanalıyla sızmıştır. Onların yanında
okuyan, doktora yapan, sonra İslam ülkelerinde dönerek yazarlık ve akademisyenlik yapan bazı şahıslar bunu