Hz. Peygamber (s.a.v) sonrası İslâm toplumunun en önemli parçasını oluşturan sahâbe, Allah'ın dinini yaymak için cihat aşkıyla memleketlerinden çok uzaklardaki gayrimüslimlerin topraklarına yerleşerek orada tevhit inancını yaymak için mücadele etmiş ve o topraklarda vefat etmişlerdir. Onlar gittikleri veya yerleştikleri coğrafyaya adalet ve insan hakları gibi İslâm'ın temel esaslarını da götürerek farklı millet ve din mensuplarının da gönüllerini kazanmışlar ve onların da Müslüman olmalarına vesile olmuşlardır. İşte böyle fedakâr kimselerden biri Horasan valisi Hakem b. Amr el-Gıfârî, bir diğeri ise İslâm'ın sancaktârı Büreyde b. Husayb el-Eslemî'dir. Bu sahâbîler İslâm'ın başlıca medeniyet merkezlerinden biri olan Merv şehrine gelmiş ve bu şehirde vefat etmiş ve aynı yerde yan yana defnedilmişlerdir.
Eserde bu iki sahâbînin hayatları, din uğruna yaptıkları hizmetleri ile özelde kabirlerinin bulunduğu yer olması hasebiyle Türkmen ve Türk halkına, genelde ise İslâm toplumuna tanıtılmaları hedeflenmiştir.