Yeni dini akımların yükselişi modernite-din ilişkisi bağlamında da değerlendirilmektedir. İnsanlığın tarih boyu tecrübe ederek kesinlik atfettiği değerler bugün artık modernite tarafından tehdit edilmekte, hayat kutsalla olan bağından soyutlanmaktadır. Bu durum insanları rahatsız etmektedir. İşte yeni dini akımlar bu değerlere tekrar kesinlik atfetmekte ve bu rahatsızlığı hafifletici görevler üstlenmektedir. Dolayısıyla da, anti-seküler bir eğilime sahip olan bu dini akımlar, seküler eliti ve onların kültürlerini benimseyemeyen, aslında da dini motivasyonları çok kuvvetli olmayan insanlardan taraftar bulmaktadır. Bu insanlara göre, metafizik alemden koparılmış bir insan varlığı anlamsızdır. İşte yeni dini akımlar onlara bu kaybedilen anlamı sunmaktadır. Hatta kimi sosyologlara göre Batı`da çok hızla yayılan astroloji, ruhsal şifa, ekolojik öğretiler, doğal beslenmeye önem veren beden sağlığı ve kişisel gelişimle ilgili ortaya çıkan akımların dinamiklerini bu noktada aramak gerekir. 20. yüzyıl belki modernliğin son aşamaya ulaştığı, rasyonel düşüncenin doruk noktaya çıktığı bir dönemdi belki, ama bu yüzyılın son çeyreği, kendisinden hiç beklenmeyecek bir şekilde modernliğin temel öncüllerine aykırı olan irrasyonel ve trajik görüntülere tanıklık etmişti.