Mac Farlane 1847 yılında dinsizliğin el kitabı olarak vasıfladığı Baron dHolbachın Systéme de la Nature isimli eserini tıbbiyeli bir Türk gencinin okuduğunu görünce çok şaşırır. Okunan kısımların özellikle Tanrının varlığına inanmanın saçmalığı, ruhun ölmezliğine inanmanın imkânsızlığına dâir yerler olduğunu belirten Farlane, bir Türk doktorun kendisine Bu büyük bir eser. Adam büyük feylesof, bütün söyledikleri haklı dediğini anlatır.
Modernleşmeyi, materyalizm ve pozitivizm ekseninde yapma mücadelesi veren Jön Türklerin faaliyetlerinin, bir tahrip ve tahrif, dinî esaslarda şüphe uyandırma, insanları inkâra yönelterek inançlarını bozma olduğu söylenebilir.
Çalışmamızda, işte onların görüşlerini açıklayan birkaç örnek:
Ahmed Rıza ben dinsizim dermiş. Hâşâ, o adam dinsiz değildir. Çünkü o, Comteun mesleğine inanmış. Demek ki îmân var.
Abdullah Cevdet:
Halklar aydınlığa kavuştukça özgür düşünce ve akıl, eski doktrinleri yıkacaktır. Dinler, içi oyulmuş yapılar gibi yıkılıp gidecektir
Ziya Gökalp, millî din hayalini şöyle açıklar:
Dinin millî şekilde canlandırılması, dinden masalların uzaklaştırılması, ayin ve merasimlerin, hutbenin, ezanın Türkçeleştirilmesi.
Celal Nuri:
İstikbalde din, sadece vicdana ait olacaktır. Fen ve tecrübe, onun yerini alacak