Abdullah b. Abbas 'İnsanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım.' mealindeki ayet-i kerimede geçen 'İbadet etsinler diye' ifadesini 'Beni bilsinler-tanısınlar' diye tefsir edince, Müslümanlar çok önemli bir bakış açısı kazandı. Bu bakış açısı ibadet ile marifet arasındaki ilişkiye dairdi. İbn Abbas bu yorumuna gerekçe olarak 'Tanımadan ibadet edilmez' diye gerekçe gösterdi. Sûfiler ibadet ile marifet, sonra marifet ile ilahi sevgi arasında irtibat kurarak ibadet üzerindeki konuşmaları artırdılar. İbadet marifetin sebebi iken marifet daha çok ibadetin ve Allah'ı sevmenin sebebidir.
Namaz insanın yeryüzünde halife olarak yaratılmış olmasının idrakini sağlayan asıl ibadettir. İnsan namaz ile yeryüzüne niçin gönderildiğini, Allah ile ilişkisini, bütün varlıklar içindeki yerini 'zevk' yoluyla öğrenir. İbnü'l-Arabî 'namaz kılan' anlamındaki 'musalli' kelimesinin bir anlamının 'yarışta ikinci gelen' olduğunu hatırlatır. Bunun anlamı açıktır: İnsan varlıkta ikinci olandır. Asıl olan Allah karşısında ikinci olan insan! Namaz bunu anlamak demektir. Elinizdeki kitap İbnü'l-Arabî'nin Fütûhât-ı Mekkiyye'sinin 3 ve 4. cildinde yer alan 35-47. Kısımlar ile 69. bölümü muhteva etmektedir.